Uygarlığın gelişmesinde sanat mı yoksa bilim mi ön plandadır?
öncelikle uygarlık-sanat ve bilim in birer tanımlamasını yapmanın faydaları var sanırım.
uygarlık:insanlığın yerleşik hayata geçmesi ile ortaya çıkan bir lüküs hayatın başlangıcıdenebilir.fakat bu lüks hayat için sadece ne bilim yeterlidir tek başına nede sanat.
bir uygarlıktan bahsetmek gerekiyor ise o uygarlıkta bilim,sanat,düşünce-felsefe,teknoloji vs bunların hepsinin olması gerekir.eğer bunlar yoksa zaten uygarlıktan bahsetmek pek bir komik olsa gerek.çok fazla binaların olduğu yer uygarmıdır sorusuna verile bilecek cevap sanırım olumsuz olur.
diğer bir şekilde tanımlamak ta gerekirse elin sıcak sudan soğuk suya girmeMEsi için çabalayan, bulunduğun yopluluk-devlet içerinde tüm kültürel etklinlikleri yapma olanağın bulunacak bunun yanında başkaları gibi düşünmediğin için kimse sana saldırmayacak,sataşmayacak,yaşamına saygı duyacak vs.tüm bunların olduğu bir topluluk için uygar denilmesi mümkün olur sanırım.
şimdi sanata değinelim.sanırım en zoru sanat olsa gerek.insanlık tarihi kadar eski olan,din mitolojilerinde bile geçen,insanların hayatına renk katan o yüce değer.ama tanımsal olarak hep bir tartışma söz konusu.kimileri sanatın doğası gereği hiçbir tanımın onu tam olarak karşılayamayacağını düşünüyor.akademik kesim ise ona bir kıyafet bulup giydirmenin peşinde.zaten bunu onu birçok parçaya bölüp gerçekleştirmiş bir durumdada.kalıplara koyup şekiller vermiş bir sıvıya kalıplara koyup şkillendirir gibi.
ama snat kişinin duygusunu-düşüncelerini belli materyaller ile ifade etmesi olarak tanımlıyorum ben.
bilim ise kökeni sanattan gelir.insanları daha iyiye taşımak için vardır temelinde merak haliyle nasıl sorusu yatar.toplumların var olmayan olguları bulmasına ve yeni şeyler öğrenmesine ön ayak olmuştur bilim.
şimdi soruya dönelim belli bir uygarlıktan bahsetmenin şartı bilimnde sanatında olmasında geçer.amahangisi daha ağır basar dersek ikisininde kökeninin nereden geldiğine bakmak gerekir.sanat insanlar var oldu olalı vardı.mağaralarda ki el resimlerini hayvan resimlerini sadece yaptıkları işin nasıl yapıldığını anlatmak olduğunu sanmıyorum ilk çağlarda yaşayan insanların.
öte yandan bilime gelince,bilim sanattan doğmuştur.zaten bilimin beslendiği yer yaratıcılıktır.eğer birşeyler tasarlamaya karar verdiyseniz bunun diğer adı sanat yapmayada karar verdiğiniz anlamına gelir.hayal gücünün olduğu her yerde sanat vardır.albert einstein çok iyi bir hayal perest olarak tanımlıyor du kendini.yoksa izafiyetin varlığı hiçbir zaman bulunamazdı.
sanatın bir çocuğu oldu adını bilim koydular.sanat olmadan bu hayat sıkıcı olur hatta yaşamak için bir sebep kalmaz.ama bilim olmadan sadece gelişmişlik seviyesi düşer.çamaşır makinasında değilde elde yıkanır çamaşırlar,otomobille değilde at arabası ile ulaşum yapılır,cep telefonu değil de mektup kullanılır bide biz bu şekilde bir tarışmayapmazdık bilim olmasaydı.
umarım anlata bilmişimdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder