7 Şubat 2012 Salı

ilk evlerden bugüne değişim nedir

ilk evlerden bugüne değişim nedir

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GEÇİM TARZLARI

İnsanlar yeryüzüne coğrafi özelliğini veren en önemli etkendir. Çünkü doğal ortamı değişik şekillerde değiştirebilmektedir. İnsanlığın uygarlığı arttıkça bu etki de artmaktadır. Ancak insanoğlunun uygarlığı ne kadar artarsa artsın doğal ortamın çeşitli etkileri altında kalmaktadır. Bu etkide kalış ilkel toplumlarda daha fazladır. Yer tarihinde insanoğlunun ortaya çıkışı buzul çağına rastlar. O tarihlerde ter yüzünün iklim, bitki örtüsü bu günkünden çok farklı idi. Ancak bu özellikler değişime uğrayarak günümüze gelmiştir. İnsanlarda bu değişik ortamlarda yaşamış ve çeşitli uygarlık basamaklarından geçerek günümüze gelmiştir.

İnsanın ilk vatanının neresi olduğu yönünde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür,

Bunlardan birincisine göre insan bir bölgede türemiş oradan dünyaya yayılmış, ( Eski Dünyanın tropikal bölgeleri)

İkinci görüşe göre de dünyanın çeşitli yerlerinde aynı zamanda türemiş ve muhtelif ırklar ayrı ayrı olarak oluşmuşlardır. Bunlar sonradan etrafa yayılıp birbirleri ile karışmışlardır.

Tarih Öncesi Devirler:(Prehistorik)

Taş Devri: ( M.Ö. 600.000- M.Ö. 5000) Maden Devri: ( M.Ö.5000- 3500)

Kaba Taş ( M.Ö. 600.000- 10.000) Bakır Devri

Yontma Taş(M.Ö.10.000- 8000) Tunç Devri

Cilalı Taş ( M.Ö. 8000- 5500) Demir Devri

Bu dönemlerde yaşayan insanların yaşamlarına ait bilgileri kullandıkları eşyalar, silahlar, barındıkları mağaraların içindeki kalıntılar ve mağara duvarlarına çizdikleri resimlere bakarak elde ediyoruz.

(Tarih öncesinin devirlere ayrılması, kullanılan aletlere göre yapılmıştı.)



A- Kaba taş-eski taş(Paleolotik)-(MÖ 600.000–10.000):

İlk insanlar sığınak olarak mağaraları kullanmışlar ve doğal etkenlerden korunmaya çalışmışlardır.

Bu insanlar geçimlerini toplayıcılık, avcılık ve bitki kökleri ile beslenerek sürdürmüşlerdir.

Bu insanlar küçük ilkel aileler ve küçük kabileler halinde ve göçebe olarak yaşamışlardır.

Subaşları, nehir kıyıları, göl ve deniz kıyıları yaşama için tercih ettikleri yerlerdir.

Bu insanlar henüz önemli aletler yapamamışlar, sivri cisim ve taşlarla savunma yaparlardı. Kabaca yontulmuş ve cilâsız taştan aletler yapılmıştır.

Zamanla sanata yönelmişler aletlerini süslemiş ve yaşadıkları mağaraların duvarlarına resimler çizmişlerdir.( Bu resimler önemli bilgi kaynaklarıdır.)



B-Yontma taş- orta taş(mezolotik)-(MÖ10.000–8000):

Bu dönem insanları göç etmeden yaşamak için doğal şartları uygun yerler arayıp bulmuşlardır.

Bu alanlar doğal yiyeceklerin ve av hayvanlarının çok olduğu verimli ve sulak alanlardır.

Bütün bunlara rağmen tam anlamıyla yerleşik hayata geçememiş hala göçebe hayat yaşanmıştır.

Taşlar, çakmak taşı yontularak savunma amaçlı aletler yapmak için kullanılmıştır.

Soğuklardan dolayı mağaralara ve ağaç kovuklarına sığınmışlardır.

Mağaralara hayvan resimleri çizmişlerdir.

Dönemin sonlarına doğru ateş bulundu. Köpek evcilleştirildi, Üretim ekonomisine geçildi.



C-Cilalı taş-yeni taş(Neolitik)-(MÖ 8000–5500):

Son buzul çağının bitişiyle iklimde meydana gelen değişim daha ılıman ortamda yaşayan bitki ve hayvan türlerinin çoğalmasına olanak vermiş, günümüzdekine benzer doğal bir ortam oluşmuştur. Arpa, buğday gibi bitkilerle koyun, keçi ve domuz gibi hayvanların yabani ataları bu ılıman ortamın bitki ve hayvanları arasına girmiştir. Bu olaya neolitik devrim denilmektedir. Neolitik devrim insan topluluklarının binlerce yıl boyunca geçimini sağladığı avcılık ve toplayıcılık yerine üretime başlaması yani tarım ve hayvancılığı öğrenmesidir.

Artık beslenmek için av hayvanlarının peşinde göç etmeye veya tükenen bitkilerin yerine yenilerini aramaya gerek kalmamış, aksine ekilen tohumların yetişmesini, üreyen hayvanların büyümesini uzun süre bir yerde bekleme gereği doğmuştur. Bunun sonucu olarak da insanlar göçebe hayat tarzından yerleşik düzene geçmeye başlamışlar, ilk köy toplumları da böylece ortaya çıkmıştır. Güneşte kuruyan çamurun sertleşmesinin öğrenilmesiyle ilk evler, daha sonra da kilin pişirilmesiyle çanak çömlek yapımı gelişmiştir.

Bu dönem yerleşmeleri daha çok Anadolu’nun güney yörelerinde yoğunlaşmışlardır. Çatalhöyük binden fazla konut ve 6000’e ulaşan nüfusu ile Yakın Doğunun en büyük Neolitik yerleşmesi olarak kabul edilmektedir. M.Ö.6250–5400 yıllarına tarihlenen Çatalhöyük Konya Ovasının en verimli yerine kurulmuştur. Hasan Dağı kaynaklı zengin obsidyen yataklarına da yakın olan Çatalhöyük bu avantajı hem obsidyen işlemede hem de obsidyen ticaretinde iyi kullanmıştır.



1-Buzullar erimeye başladı. Bu dönemde buzullar eriyerek kuzeye doğru çekilmesi ile insanlar mağaralardan çıkmışlardır.

2- Tarım hayatının başlaması ile birlikte yerleşik hayata geçildi. Göçebelik dönemi sona erdir. Buğday, arpa, mercimek, bezelye gibi ürünler tarıma alınmıştı.

3- Kamıştan kulübeler, taş ve kerpiçten evler, toprak ve kilden kaplar yapılmıştır.

4- Hayvanlar evcilleştirildi.( Köpek, koyun, sığır, domuz, at vb ) Önce büyük baş hayvanlar daha sonra da koyun ve keçi evcilleştirilmiştir.

5-İlk insan toplulukları oluştu. Bunlar ilk yerleşim merkezleri olan köyleri kuruldu.

6-Çanak-çömlek kullanıldı. Toprak ve kilden kaplar yapıldı. Seramik sanatı başladı.

7-Dönemin sonunda dokumacılık başladı. Örgüler yapıldı.

8-Dolmen ve Menhir denilen mezarlar yapıldı. Ölüleri yerleşme dışına gömme geleneği başlamıştır.

9-İlk üretim ile ticaret yapılmaya başlandı.( Çiftçilerle zanaatkârlar arasında takas yoluyla)

Bu dönemde insanlar taşı yontmakla kalmadı ve onu süslediler. Taşların yanı sıra kemiklerde kullanıldı. Bu dönemde ateşte pişmiş toprak kaplar yapılmaya başlandı.



D- Kalkolitik Çağ( maden Çağı): İnsanlar taş devrinin sonunda ateşi kullanarak madenleri eritmeyi başarmaları ile maden çağı başladı. Bu dönemde tarım yerleşmeleri daha çok büyüdü, köyler surlarla çevrildi, büyüyerek şehirlere dönüştü. Devletler kuruldu. Devletlerarası ticari ilişkiler başladı. Madenlerin işlenmesi ile yapılan güçlü silahlar imparatorlukların kurulmasına yol açtı. Çeşitlenen ihtiyaçlar yeni değişik meslek, sanat dalları gelişti.

Bu dönem işlenen madenlere göre isim almaktadır.

Bakır Çağı: Maden devrinde ilk kullanılan maden bakırdır. İnsanlar bakırdan kap –kaçak silah yapımında faydalandılar. Altın ve gümüş bu dönemde süs eşyası yapımında kullanıldı. Bu madenler çok yaygın olarak kullanımının artmamasının nedeni dayanıksız olmalarıdır.

MÖ 5000–3000 Maden Çağı, Kalkolitik Çağ Adını taşın yanı sıra bakır kullanımından da alan Kalkolitik Çağ, kültür tarihinde ilk ön kent kültürlerinin başladığı dönem olarak bilinir. Madenlerin kullanımının çeşitlenmesi ve yaygınlaşması bu dönemde gerçekleşmiştir. Bu dönemin en önemli özelliği taş aletlerin yanı sıra bakırın da kullanılmaya başlamasıdır. İkinci belirgin özellik ise özgün bezemeli kaplardır.

Kalkolitik Çağda nüfus artışıyla birlikte yerleşim yerlerinde de bir artış görülmektedir.

Bu dönemde dini inanışlar gelişti. Tanrılar edinmeye başladılar. Daha önceki gerçekçi Ana tanrıça figürlerinin aksine son derece soyut, fakat yine Ana tanrıçayı ifade eden, mermerden yapılma putlar yaygınlaşmıştır. Küçük kutsal alanlardan başka ortak tapınaklar bulunmamaktadır.



TUNÇ ÇAĞI (M.Ö. 3000–1200):

Bu yeni dönem, önceki çağların tarım hayvancılık, dokumacılık, çömlekçilik gibi buluşlarına, daha güçlü silahların üretilmesine, daha ince süs eşyalarının yapılmasına olanak veren bakır ve kalay alaşımı olan tuncun keşfini eklemiştir. Bakır ve kalay karışı olan ve daha sert madde olan tunç insanların ihtiyaçlarını karşılama da kullanıldı. Bu daha çok tarımda ve savaş aletleri yapıldı. Bu dönemde şehir devletleri kurulmaya başlandı.

Tekerlek bu dönemde bulundu. Seramik kaplar yapıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder